LilySlim Fitness goals tickers

25 Ocak 2011 Salı

6.gün...

Fosurdamak yerine olayı kabul etme yoluna gidiyorum. Değiştirmeye kudret bulamadığım düzeni kabulleniyorum. Biz bu saatte uyanabiliyoruz :)
11:30 kahvaltı ile güne başlangıç
16:00 öğle yemeği ve nihayet beğendi bitti :) ama bu yarın için sebze yemeği yapılması gerektiğini bildiriyor ya da dışarıda yiyip alternatif menü ile coşabilirim :)
20:30 yemek hazırlarken bari ara öğünümü tüketeyim diyerek süt ve incir sefası yaptım. Acaba sadece süt ve kuru incir içeren bir diyet menüm olsa mutlu olamaz mıydım?
22:00 akşam yemeği ve bitiş. İlk defa sardalye aldım, pişirdim, yedim.
Açıkçası kokusunu biraz garipsedim. Belki de sardalyenin kendine has kokusu öyledir bilemiyorum. Ufaklık da yememeyi tercih edince epey işkillendim. Bakalım henüz 2 saat oldu herhangi bir zehirlenme bulgusuna rastlanamadı. :)
Sardalyeyi fırın poşetinde az yağlı olarak baharatlar ve patates eşliğinde pişirdim. Lezzetli oldu ama şu anda zehirleniyor muyuz acaba paniği ile tadını çıkaramadım. Hayır ses de çıkaramıyorum, sevgili eşim yok bunda bir şey sana öyle geliyor diyip konuyu yüzüme kapattı.

Ön yargıları kırmak atomu parçalamaktan zormuş. Einstein abi öyle demiş. Ne de güzel demiş. "O" bana defalarca ,bir beslenme uzmanı olarak ayran - yoğurt ve balık birlikteliğine ilişkin "zehirlenme yapar, ama balık taze değilse" tezinin yalandan ibaret olduğunu söylemişti. Daha önce de tükettim bir arada  bir şey olmadı ama bu sefer balıktan da işkillendim ya cesaret edemedim. Halbuki nerede okumuştum bilemiyorum ama bunun sadece bir musevi inancından kaynaklandığını da okumuştum. Ama insanın hayatta riske atamadığı şeyler oluyor. Eşiniz ve siz aynı balıktan yemişken küçük oğlunuzun yememek için direnmesi ve size bir şey olursa ona bakacak kimse olmaması gibi sebeplerle risk alınamıyor bazen.
Gelelim sadede...
Su, hiç yok denecek kadar az.
Yürüyüş, kucağımda 15 kiloluk bebeyle "otobüs - tren - gezme - tren - otobüs" döngüsü spordan sayılır mı hocam?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder